Sayin Kirecci, oncelikle dengeli cevaplariniz icin...
Sayin Kirecci, oncelikle dengeli cevaplariniz icin sizi kutluyorum. Musaade ederseniz bende bu emlak balonu oliyina deyinmek istiyorum. Japonya da yasamis birisi olarak, her ne kadar tam ortusmesede Turkiye deki emlak piyasasi bir zamanlar Japonya yi hatirlatiyor. Tabi en onemli fark Japonya nin ciddi bir sanayisinin olmasi ve balon patladiginda bu sanayinin halen ciddi ihracaat kapasitesi olmasiydi. Hersey 1985 yilinda ki Plaza Accord ile baslamisti. Amerika nin tehdidine boyun egen Japonya Yen i degerlendirmek zorunda kalmisti. Uluslararasi ekonomide cok onemli bir baglati var. Degerli yerli para, ticareti yapilamiyan gari menkul gibi faktorlerin ve bu na sahip olanlarin durumunu iyilestirirken(fiyatlarini arttirirken), ticareti yapilan urunlerin, araba gibi, ve bu sektorlerde calisanlarin durumunu kotulestiriyor. Eger Turkiyede de boyle bir durum varsa, bir ev ile 8 yil once kac araba aliniyordu, simdi kac araba alinabiliyor diye bolme islemi yapabiriz(yani gayri menkulun otomobile gore goreceli fiyat artisi). Benim gozlemim bu acidan Turkiye de ki durumun Japonya yi bir sekilde animsattigi yonunde. Bu surecin sonunda araba gibi urunlerin tuketiminin gayri menkul satin alimina gore goreceli olarak artmasi durumu olusur. Yani araba tarzi sanayi urunleri satisi artarken konut satislari azalir. Tuketici tercihinin bu asamaya gelmeye baslamasi Japonya da oldugu gibi balonun yakinda patlayacagi seklinde de algilanabilir. Birde sizce son zamanlarda ki televizyon reklamlari urkutucu degilmiSadece markali konut, banka kredisi ve GSM den olusan bir reklam kusagi olusmaya basladi.Ayrica asiri degerli yerli paranin etkisi ile sanirim yaptiklari isten kar edemeyen tekstilciler de konut isine girmeye basladi. Sizce bu tehlikeli bir surec degilmi?Saygilar,