selam tebernüş bey...daha önce verdiğiniz net ve güzel yorum

Soru
selam tebernüş bey...daha önce verdiğiniz net ve güzel yorumlarınız için teşekür ederim...merkezi yerlerin zamanla çöküntü bölgesi olup tekrar zaman içindede bağdat caddesi halkının büyük bir kısmı daha içerlere yani projelere kayacağını ve eski binalarında göçmenlere kalacağını söylemiştiniz...yanlız benim kafama takılan soru şu?...hergün caddede yürürüm bana göre bağdat caddesi avrupanın parisi gibi..bunca nezih ortamlar,cafeler,lokantalar,avm ler,sürekli yeni açılan ortamlar,mağazalar vs vs varken..bu insanların yani bağdat caddesi ve çevresinin tadını almış suyunu içmiş halkın kolay kolay göç edip bulunduğu ortamdan daha dışarlara gideceğini pek kestiremiyorum...yani caddede evim olsun 1 km uzağındada olsa oaralara yakın olsun yada güzergahında olsun aman diyen o kadar çok insan tabakası varki..bir kemikleşmiş cadde çevresi var...bunları isterse çöküntü olsun çıkarmak çok zordur...ve bana görede izlediğim kadariyle cadde halkı kumar oynamaz gibi geliyor...eskide olsa yenide olsa caddede ceketinizi koysanız satarsınız ve bu kırsal yerleşim yerleri olan bir kurtköy,şerifali,tuzla vs gibi benzer bölgelere isterse birinci sınıf proje rezidansta yapsanız oraya götüremmesiniz gibi geliyor..muhit farkını cadde halkı asla kabullenemez...başka yerleşim yerlerini bilemem ama cadde her zaman caddedir..daha yeni gördüm bugün selamiçeşme ışıklarda 4 katlı eski bir binanın cadde üzerindeki bir satılık dairesini aradım..160 m2 38 senelik binaya en üst katına gayet rahat bir ses tonuyla 425.000 dolar dediler..yutkundum...üstelik popüler caddeye göre dahada uzak olmasına rağmen...bence yanılıyormuyum??



Yanıt : Selam... Sizden önce ben yanılmak istiyorum... Keşke söylediklerim çıkmasa ve cadde varlığını devam ettirse... Bana sorarsanız Cadde kültür varlığı olarak kabul edilmeli... Sosyal, kültürel ve ekonomik boyutuyla korunma altına alınması gereken bir lokasyon... Çok zor koşullarda ortaya çıktı... Kaybedilmemesi gerekiyor... Burada kamuya ve politikacılara ciddi görev düşüyor... Elini taşın altına koyup gerekirse cadde için özel uygulama ve yasa yapmaları gerekiyor... Uluslararası kredi fonlarıyla yapılacak bir anlaşma çerçevesinde çok düşük kredi ile binaların aynı şekilde yeniden yapılması mümkün... Yapılması da gerekiyor... Tek yapılması gereken, altta 50 yıl sonrasına bile hizmete verecek kapasitede kapalı otopark inşa etmek... Bu kadar kolay bu iş... Mevcut durumuna baktığımızda ise ortama bina yaşı 30'un üzerinde... Önemli bir kısmı, özellikle sahile yakın evler deniz kumuyla inşa edilmiş... Olası bir depremde binaların önemli bir kısmı yıkılacak... Binalar yenilenemiyor... Yenilenemediği için de insanlar arayış içinde... Kartal, Pendik, Kurtköy ve Akfırat'a ev alanların önemli bir kısmı cadde sakinleri... Bunun anlamı şu yavaş yavaş veda etmeye hazırlanıyorlar... İlk hazırlık psikolojik... Bir başka konu geçenlerde çok önemli bir şey yazdım... Gözünüze çarptı mı bilmiyorum... Ünlü şirketlerden biri 175 metrekare sıfır binadaki daireyi 500 bin dolara satmak zorunda kaldı... Şirket banka borçlarıyla boğuşuyor... Biraz da paraya sıkıştığı için o fiyattan öyle bir evi sattı... Size söyleyeceğim şu 38 yaşındaki 160 metrekare eve 425 bin dolar istiyorlar... Peki satabilecekler mi? Fiyat nedir? Arz ile talebin kesiştiği nokta... Önemli olan istenen değil satılan fiyattır... Bir de Ataköy örneği var... 17 Ağustos 1999 depreminden önce İstanbul'un en iddialı lokasyonlarından Ataköy'ü düşünün... Aradan 11 yıl geçti Ataköy toparlayamadı... Her geçen yıl daha kötüye gidiyor... Tek isteğim yanılmıyor olmanız...
Tebernüş Kireçci tarafından yanıtlandı.
29 Temmuz 2010 | 00:51 zeynep oluc 245 Kişi okudu

Yorumlar

    Henüz yorum yok.
    Üye işlemlerinden üye olup / giriş yaparak sizde yorum yapabilirsiniz. Üye işlemleri için tıklayın